25 Kasım 2013 Pazartesi

2. YAŞIM MERHABA !

Ben Utku ile doğdum, ondan önce ne yaptığımı, nasıl yaşadığımı hatırlamıyorum. O ilk nefesini aldığında bende ilk nefesin ciğerlerimdeki acısını hissettim. 11.11.2013 itibariyle Mustafa Utku ve ben 2. yaşımızı doldurduk.
Hazırlıklarımız öncesinde çalıştığım için 1 hafta sürdü. Geçen yıldan deneyimlerimiz çok işe yaradı :) Bu yıl ki kutlamamızda herşey anne ve teyze emeğiydi :)
Gelen misafirlerimize lavanta keseleri yaptık. İnternetten uzun araştırmalar sonucunda aslan ve baykuşa karar verdik. Keselerin kumaş dikimi teyzeye, aslan ve baykuşlu keçe işleri bana ait.


Keselerden sonra yiyeceklere geçtik. Şeker hamurlu 2 yaş kurabiyeleri yine anne emeği. Geçen yıldan tecrübeli olduğum için bu sefer ki daha kısa sürdü ve daha lezzetli oldu. Ama ben bu yıl öyle birşey yaptım kiiii :) .....
İlk pasta denememi başarı ile sonuçlandırdım. Yapım süreci en az keseler kadar zorlu oldu ama sonuç hem görüntü hem lezzet açısından gayet iyiydi. Artık şeker hamuruyla yapılabilecek hemen herşeyi denemenin ve başarmanın keyfi ile resimleri paylaşabilirim. 
 İki yaş kurabiyelerimiz
 veeee pastamız :)

Teyzemizinde hakkını verelim tüm kurabiyeleri ve çiğ köfte harikaydı. Yemeğe doyamadık maalesef :)

Mustafa Utku bu yıl mumunu kendisi şarkısını söyleyerek ve dans ederek söndürdü. O kendini alkışlayıp şarkısını söylerken arada geçen kısacık sürede zamanın ne kadar çabuk  akıp gittiğini, ne kadar şanslı ve nasıl güzel bir mucizeye şahit olduğumu düşündüm.Ve dedim ki 
İYİ Kİ DOĞDUN UTKU       İYİ Kİ DOĞDUN YAVRUM ...








22 Kasım 2013 Cuma

DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞ !! AŞILAR ...

Aslında çok uzun süredir yazmaya çalışıyorum ama cümleleri bağlayamıyorum, ne yazacağımı bilmiyorum. Malzeme çok ama maalesef onları vakit bulup ne aklımda ayırabiliyorum nede yazılı olarak :) Ama bugün biraz öz eleştiri yapmak istedim. Konu çok önemli "yavrumun sağlığı"!
Birkaç gündür ben böyle hatayı nasıl yaptım, yavrumun hayatıyla oynattım, nasıl böyle kör oldum onu düşünüyorum ve işin içinden çıkamıyorum.
Bebeğime verdiğim ve içtiğim ilaçların içeriklerine hep bakarım ama aşıların içeriklerini hiç merak etmedim, peki ama neden?
Hep içimize işlemiş hastalıklardan korunmak için aşı olmak lazım mantığı, düşüncesi. Neye dayanarak bu kadar savunuldu bu aşılar, biri çıkıp içinde ağır metaller var çocukların otistik olmasının en büyük nedeni bu aşılar demedi? (Otizm ve aşı bağlantısını gösteren 33 bilimsel çalışma)
Hadi biz kördük ya canımızı herşeyimizi emanet ettiğimiz doktorlar, sevdiğimiz bilgilerine güvendiğimiz, nasıl olurda daha doğar doğmaz taşıyıcılığı araştırmadan  ve çok ciddi miktarda ağır metal dolu olan Hepatit-b (0-12 ay aralığında bebeğin vücuduna verilen alüminyum miktarı) - aşısını kayıtsız şartsız gözümden canımdan sakındığım yavruma vurdular. Zamanı geri almak mümkün değil, yapacak pek birşey yok. Ama artık kağıt imzalıyorum ve aşı yaptırmıyorum, yaptıracaklarımıda araştırıyorum eğer gerçekten gerekli ve yararlı ise yaptırıyorum.
Bu konuda bir çok araştırma yaparak paylaşan http://lilliputian.me/ ve
Kurtlarla Koşan Kadının Aşı Güncesi facebook grubu kurucusuna çok çok teşekkür ederim.
Tüm yazılarını okuyup araştırıyorum. Yavruma yapılmış olan istismarı artık daha yakından takip ediyorum ve çevremdeki herkesi bu konu ile ilgili bilgilendirmeye çalışıyorum. Bilgilenmek isteyenlerede yukarıda paylaştığım linkleri tavsiye ederim.
Sağlıklı günler...



Diş Buğdayımız

İlk dişimizi 8 aylık olmamıza 8 gün kala patlatabildik. Utku'nun hiçbir şeyi zor olmadı. Doğduğundan beri kendi problemlerini kendisi çözdü :) gazını kendisi çıkardı, bir problemi olmadığı sürece kendi kendine uyudu, çoğu zaman öğretmeye çalıştığım şeyleri reddedip kendisi deneyerek öğrendi. Bir bakıma iyi oldu yürümeyi öğrenirken bile hiç düşmedi. Hemen her dönemeci kolayca döndü Utku.



Artık ilk dişimizi patlattığımıza göre "Diş Buğdayı" hazırlıklarına başlamak lazımdı. Şeker hamuru ile yapılan kurabiyelere bakıyordum uzun süredir. Doğum gününden önce denemeye karar verdim ve minimum malzeme teminini yapıp denemelerime başladım.
Kurabiye deneyimimden önce planlarımı, gerçekleştirebildiklerimi ve gerçekleştiremediklerimi paylaşmak istiyorum. İlk önce kurabiyeleri planladım, malzemeleri temin ettim. Sonra nerede yapacağımı ve kimleri çağıracağımı düşündüm. Baktık ki gurbetteyiz, çok az gelecek var bahçemizde yapmaya karar verdik. Sonra tariflere bakmaya başladım. İşimi şansa bırakmadım ve bir çok tarifimi sevgili Müge Hünerin blogu olan Hünerli Bayanlar dan seçtim. Malzeme listemi yaptım ve onuda bir kenara kaldırdım. Son olarak aslında en çok keyif aldığım şey süslerle ilgilendim. Hepsini kendim yaptım yarım yamalak program bilgimle :) Fena da olmadı. Eeee bir yerden başlamak lazım.

Alışverişler, sabaha kadar süs yapma çabaları, Mustafa'nın diş sıkıntısı ve birde iş eklenince çok yorucu geçti günler. Yaklaşık 2 hafta sürekli gece gündüz çalıştım bebeğim için. Son iki gün kurabiyeleri yaparım demiştim ama kabusum oldular :) Yine de sonuç çok güzel oldu. Arkadaş, eş, dost çok eğlendik. Diş buğdayımızdan arda kalanları paylaşmak istedim.  Utkucuk büyüdüğünde resimlere gülümseyerek baksın, o günlerin hikayesi hiç unutulmasın diye.








27 Eylül 2013 Cuma

22 Aylık Olduk

Konuşuyorsun :)
Evet artık hemen her istediğini anlatıyorsun. Ama bana :) yani şuan sadece ben, baban ve anneannen anlıyoruz seni :) Seni anlayamayanlar için bir sözlük oluşturmaya karar verdim.
Yavruşumla iletişim kuramayanlar buyrunuz :)

-ya ya yo ......................... yağmur yağıyo
-gaç pisi .......................... kaç kedi geliyo
-gaşş .............................. kaş
-bobo.............................. popo
-gassi............................... taksi
-gaga............................... kamyon
-gabı............................... ayakkabı
-yok yook ...................... kayboldu/saklandı
-yok............................... yok :)
-baca ............................ bacak
- aya.............................. ayak
- nene ........................... yenge


5 Mart 2013 Salı

BU ?

Ne kadar hızlı büyüyorsun :) Daha 1 hafta önce yazdım Utku'nun Ba-Ba' sını. Ama artık öğrenmek istediğin şeyleri " ba ba" diyerek sormuyorsun :) yani ba ba devrimiz kapandı şükürler olsun artık önceki gibi sadece babana ve mamana ba ba diyorsun.
Bir devir kapandı ama lügatımıza yepyeni bir kelime katıldı

-Bu ?

Artık varsa yoksa

-Bu bu bu bu bu bu bu :)

Masayı gösterip

-Bu?

Beni gösterip

-Bu?

Burnumu, kulağımı, gözlerimi, saçlarımı, kulaklarımı gösterip

- Bu?

Ve cevap alana kadar " Bu" lar devam ediyor :)

Tatlı oğluşum her geçen gün büyüyor. Bu yazıları yazmasam böyle çabuk fark eder miydim hızla büyüdüğünü diye düşündüm bugün.  İyi ki hamileyken diğer annelerin bloglarını takip etmişim ve geçte olsa bir blog kurup yazmaya başlamışım. Çok güzel bir farkındalık aracıymış aslında. Evde oturup sadece onunla oynarken bir önceki günü veya birkaç gün öncesini çok detaylı düşünmüyordum. Artık Utku'yu daha iyi inceliyorum ve görüyorum ki Utku her gün değişik şeylerle karşıma geliyor. Her gün kendine bir şey katıyor. Bugün fark ettiğim bir şeyde Utku artık bizim gibi

-gıdı gıdı gıdı diyor :)

Birkaç gün önceye kadar gıdık , gıdıka, gıdı diyordu, hata heyecanlandıkça daha da ilginç ifadeler kullanıyordu ama bugün ne kadar gülersem güleyim söylediği şeyi hiç karıştırmadı ve ısrarla ben istediğini yapana kadar "gıdı gıdı" diyerek gıdıkladı beni :)

Zamanın nasıl aktığını anlamama yardımcı olan, bebeğime güzel şeyler öğretip iletişimimizi kuvvetlendiren yaşadıklarını paylaşan takip ettiğim annelere çok teşekkür ediyorum :) Artık yazılarımı görevim olarak düşünmüyorum, keyifle yazıyorum, aklıma geldiği gibi kaygısızca yazıyorum. Belki bizde birilerinde farkındalık yaratırız....

UTKU'nun "Ba - Ba" sı

Utku yaklaşık 4 gündür her bilmediği, anlamadığı ve istediği şeyi
- baba
diyerek anlatmaya çalışıyor  :) Zaman zaman komik olan bu durum bazen sinir bozuyor.
Televizyonda dikkatini çeken bir şey olduğu zaman hemen göstererek
-baba baba baba
Masanın üzerinde bir şey gösterip
-baba baba
Oyuncaklarını gösterip
-baba baba baba
Pocoyo izlerken sürekli bir şeyler gösterip
-babaa babaa baba
Artık kavram karmaşası yaşıyorum ve ne anlatmak istediğini anlayamıyorum.
Önceden sadece babasına ve arada mama yerine baba derdi. Şimdi baba aşağı baba yukarı 
Bu kadar çok söylemeden önce Ali’de bu durumu kendine yoruyordu;
-Ah benim tatlı oğlum nasılda güzel baba diyor diye  :)
Bende bu duruma içerliyordum.
-Baba diyorsun da o kadar bakıyorum, temizliyorum paklıyorum, oyunlar oynuyorum, şarkılar söylüyorum bir anne demiyorsun diye söyleniyordum.
Ama şimdi sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.  Anladım ki baba diyerek bir şeyler soruyor fakat demek istediği şeyi çok zor anlıyorum. Nesnelere yapıyorsa 1, 2, 3, 4 belki de 5. de zor buluyorum ne istediğini. Başka şeylere yaptığı zaman hangisini gösterdi, acaba neyi sordu veya neyi istedi anlamak mümkün değil.
Velhasıl kelam bizler bir türlü tatmin olamıyoruz. Önceden baba diyor diye üzülürken şimdi boyut değiştirerek baba diyor da anlamıyorum diye üzülüyorum :)

4 Mart 2013 Pazartesi

KISACIK HAMİLELİĞİM

26 Mart…
Küçücüksün daha… Yaklaşık 8 ay sonra bir insan bebeği olarak doğacaksın! İnanılır gibi değil. Ama 8 ay var daha...  Nasıl geçecek o kadar zaman ?
diye düşündüm hastaneden çıkarken...
3. Ay ( Mayıs )
3. Ay kontrolünden çıktığımızda yine aklımda bir sürü düşünce ve soru, her zamanki gibi.
2li test yapıldı ultrasonda bir anormali yoktu ama kan testi önemliymiş. Off ne kadar zor ve korkutucu bu testler, mutluluğumuzu bile doyasıya yaşayamıyoruz korkudan! 2 gün sonra testlerin sonuçlarını aldık neyse ki kanda da bir şey çıkmadı. Şükürler olsun ikimizde gayet iyiyiz…
3.5 ay geçti…. Cinsiyetini yine öğrenemedik aslında artık rahatça görülebilir ama çok inatçısın 10 parmaktan başka bir şey göremedik :) Aliyle atışıyoruz, ben kız olacak diyorum o erkek, bakalım kim galip gelecek cinsiyet savaşında. Ablam da artık ismini düşün diyor….
Aman Allah'ım daha önümüzde o var, bakalım cinsiyetini öğrendikten sonra ismine nasıl karar vereceğiz. Şimdiden görebiliyorum, bizim isim kavgamız doğuma kadar sürer :) Hatta belki doğumdan sonra bizi ünlü edecek ” cinsiyet dövüşleri isim savaşları “  filmini çekecek anılar bırakır.
4. Ay (Haziran)
4.ay kontrolündeyiz 4lü testimiz yapıldı, şükürler olsun hiçbir anormali belirtisine rastlanmadı ve hala cinsiyetini öğrenemedik  =) Çekişmemiz son sürat devam ediyor, ben hala kız ali hala erkek diye diretiyor ama öyle inatçısın  ki bize 10 adet küçük parmaktan başka bir şey göstermiyorsun. Olsun  o minik parmakları ve topuğu görmek de harika bir duygu.
Ali’nin acilen bir yerlerden ultrason cihazı alacak parayı bulması lazım. Zira artık ben 7/24 ona bağlı yaşamak, içimdeki faaliyeti görmek istiyorum :) Şu güzelliği hep görmek istiyorum….

 
4.5 ay olmuş. Ne kadar çabuk geçiyor zaman. Hastanedeyim yine şeker yüklemesi yapıldı, sonuçlarını doktorumuza göstermeye gidiyoruz.
- Rica edeyim de cinsiyetine yine baksın belki bu sefer gösterir diyorum. İçim içime sığmıyor meraktan :)
-Dur hayatım şuradan bir kaç tane çikolata alayım deyip hemen bir bakkaldan en sevdiklerimden birkaç tane aldım. Yolda gelirken bir tane, bekleme salonunda bir tane, tam içeri girecekken de bir tane yedim hangisini severse ona sevinip hareket  etsin diye :) . Gerçi bugüne kadar pek sökmedi, belki bu sefer hareket eder ve  kavgamıza son verecek  pozisyonda durur. Ne kadar çok şey istiyoruz :)

-Sezer Bey bir sürü çikolata yedim belki bizi bu sefer ödüllendirir cinsiyetine bakabilir miyiz ?
- Peki bir bakalıımmm
……….
.............

- Bebeğiniz erkek !
-Nasıl ? ( Ali’nin yüzünde güller açar, ağzı kulaklarına kadar varır, burnuda kaf dağına çıkar : )
- Nasıl yani emin misiniz?
- Evet ekranda görmüyor musunuz küçücük bir pipi ( Sezer Beyinde yüzünde güller açar sevincini Ali ile paylaşır : )
- Bir daha baksanız erkek mi gerçekten? diye 10 kere daha sorarım ve elime erkek olduğunun tapusu verilir : )

- Olsun sağlık olsun dedim ama yüzüm bir karış düştü….
Erkek olduğu için değildi yüzümün düşmesi, erkek olduğuna inanamamamdı : ) Tatlı atışmamız son buldu ve ben kaybettim : ) Erkek olursa üzülürüm diye hiç düşünmemiştim, buna rağmen bir kaç gün önce rüyamda öyle güzel bir erkek bebeğim vardı ki sabah ağlayarak uyandım.
Canım bebeğim sağlıklı ol yeter cinsiyetinin hiç önemi yok her halükarda çok sevileceksin veee  anneci olacaksın : ) . 
Şükürler olsun  sonunda öğrendik cinsiyetini minicik bir erkeğimiz olacak. Cinsiyet Dövüşleri bitti… Başlasın İsim Savaşları  : )

5. Ay (Temmuz)
Off çok uykum var. Neden uyandım ki şimdi, zaten çok zor uyuyorum. Karnım acıkmış, bakalım buzdolabında neler var !
PEYNİR!!!
Biraz ekmeğin içine koyup yiyeyim de durulsun içimdeki bu peynir fırtınası. Gecenin kaçı peynir için uyanır mı insan!
1 dilim....

2 dilim....

3 dilim...

Yarım kalıp bitti hala istiyorum…Hayatımda yediğim en güzel peynir bu sanırım :) ama yeter artık kapatıp kaldırmaya yelteniyorum...
Nasıl yani neden titriyorum ! Allah Allah…
Gecenin 4 ünde peynir için kalkıyorum, yetmiyor yarım kalıp peynir yiyorum, oda yetmiyor az yediğim için(!) titremeye başladım. Şakamı bu  kilo alacağım korkusuyla doğru düzgün bir şey yemiyorum (fazla kilolu olmasaydım kiloyu hiç takmazdım ama ikimizin sağlığı için kiloma dikkat etmem lazım) canım ise bunun acısını saat 4 de peynir isteyerek çıkarıyor. Hiç adil değil. İnsanın canı peynir mi istermiş yok muydu daha güzel bir şey?
Ne bileyim börek olur, pasta olur, erik olur, kayısı olur . Gerçi yemek yemeyip kilo ile erik ve kayısı yediğimi düşünürsem onları canımın istememesi normal ...
Neredeyse yarım kilo peynir yiyip anca sakinleşebildim  Tuzdan ayaklarım şişmez inşallah havalarda çok sıcak olmaya başladı.

Ohh son şeker yüklemem… Sabahın köründe aç açına içirdiler o berbat şekerli suyu hiçbir şey yemeyeceğim ve içmeyeceğim. Hem de 5 saat hem de hareketsiz !!!

Neyse sonunda bitti sonuçları akşamüstü alıp doktora geleyim hem ultrasonda göreyim oğlumu çok merak ediyorum neler yapıyor.   Hareketlerini hissetmeye başladım pıtır pıtır geziniyor içimde. Kocacığımdan evlilik yıldönümü hediyesi ultrason cihazı istiyorum. Eee tabi birde bana doktor tahsis etmesi lazım değil mi boyunu ölçecek kilosuna bakacak durumunu anlatacak.
Hareketleri hissettikçe merakım daha da çoğaldı, Ne yapıyor? Nasıl duruyor? Boyu ne kadar? Kilosu ne kadar? Yeterince besleyebiliyor muyum? gibi bir sürü soru geziniyor sürekli aklımda… Gece uyurken bile huzur yok :) bebeği besleyen damarlar vücudumun sağ tarafındaymış bu yüzden sürekli soluma yatmam lazım ya besleyemezsem ya küçük kalırsa diye ufacık bir dönme hissinde bile uyanıyorum kendimi sakinleştirip yine sol tarafıma yatıyorum. Daha minik erkeğime kavuşmamada 3.5 ay var. Nasıl geçecek o kadar zaman bakalım.

 
6. Ay ( Ağustos)
Heyoooo 6. ayda test falan yok. Aldığım en güzel haber bu oldu. Tabii bebeğimizin sağlıklı olduğu haberi dışında. Artık ayda bir gideceğim doktora testler bitmiş ama önümüzdeki ay NST ye girmeye başlayacakmışız. Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Bakalım o cihazdan bebeğimle ilgili neler öğreneceğim. Onunla ilgili her türlü bilgiye açığım. Zira merak tüm hücrelerime hükmetmekte.  Bu arada 28 hafta 5 günlük olmuş ve kilosu 1265 gr   O kadar sevindim ki öğrenince çünkü başlarda besleyemeyeceğim için çok korkuyordum. İnşallah hamileliğimin sonuna kadar böyle devam ederiz.

Hareketleri de  iyice hissedilir oldu, bazen içimde hop hop hop zıplıyor,  ne olabilir diye sordum doktora, hıçkırıyor olabileceğini söyledi. Hamileliğimle ilgili her şey o kadar ilginç geliyor ki. Her detayı, her hareketini bilmek istiyorum.
 İçimde sürekli  bir faaliyet söz konusu, gece gündüz fark etmiyor artık hep kıpır kıpırız . Ama ben bebeğimle çok mutluyum artık onu önceki kadar merak etmiyorum. Artık doğacak diye korkuyorum. Çünkü hamilelik hayatımda yaşadığım en güzel deneyim. Hatta bir daha dünyaya gelirsem kadın doğum uzmanı olmayı düşünüyorum.

7. Ay (Eylül)
NST muhteşem bir şeeeeyy :)  kalp atışlarını duymak onları takip etmek muhteşem. Artık hamileliğimle ilgili çok daha fazla konuşmak ve düşünmek istiyorum. Her şeyi kabullendim ağrılarımı, acılarımı, doğumu, doğumdan sonrasını... Artık hiç bir şey düşündürmüyor beni, yaşadığım şeyin büyüsünü hiç bir şeyin bozmasına izin vermiyorum artık. Bebeğimle geçirdiğim her an çok özel ve birlikte çok az vaktimiz kaldı.

8 - 9. Ay (Ekim)

Zaman nasılda su gibi akıp gitti. Doğuma çok az kaldı. Bayrama denk gelebilir ama içim rahat Sezer Bey gerçekten çok iyi bir doktor. Bir daha hamile kalsam yine ona giderim nerede olursam olayım. Bayramda yakınlarda olacakmış acil bir şey olursa hemen ararsın dedi. İnsanın doktoruna güvenebilmesi çok güzel, içim çok rahat.
Korkum, artık çok ağırlaştım ama hemen her gün 2-3 km yürüyorum rahatlamak için, yavaş yürüyorum fakat bebeğime, minik erkeğime zarar vermekten korkuyorum.

11.11.2011

Doğuma gidiyorum. İçim kıpır kıpır, bir yandan da üzülüyorum. Hayatımın en güzel günlerini yaşadım. Başlarda nasıl biter diye düşünürken, şimdi üzülüyorum hem de çok . Biliyorum bundan sonrası da en az bu kadar güzel olacak ama hamilelik çok çok başka . Yine başladım önyargılı olmaya. Neyse yaşayıp zamanla göreceğiz.
26 Martta doğum için son tarih 11 kasım olarak demiştik. Daha fazla beklemeyelim dedik ama benim hiç sancım yok, kasılmam yok :) Nst de de dediğimden farklı bir sonuç çıkmadı. Ama normal doğum istemiştim ve hep öyle planlamıştık.

Sezer bey geldi, isterseniz suni sancı hazırlatayım fakat bu durum bir problemin habercisi olabilir hiç kasılmanız ve sancınız yok ve hiç olmadı. İsterseniz sezeryan yapalım. dedi bizde doktorumuzun tavsiyesine uyup ameliyatta karar kıldık. Her şey o kadar ani oldu ki giyinmeye fırsatım bile olmadı sokak kıyafetlerimle girdim hazırlık odasına :) eşimle vedalaşamadım bile. ( Nedenini sonradan anlıyoruz panik atağımdan ve ameliyat geçmişimden bahsetmiştim heyecanlandırmadan çok güzel bir şekilde atlattım)

VEE SONUNDA DOĞUM ...

Anestezi verildi, her şey hazır MUSTAFA mızı bekliyoruz. Doktorumuz geldi sohbet muhabbet güldük eğlendik. Sanki doğumda değil de kafedeyiz :) o kadar yani.. Karnıma bastırmaya başladılar

1....

2....

3....

Eveett minik erkeğimiz dünyaya geldi dediler ve incecik bir viyaklama :)
Hayatımda duyduğum en güzel ses, doğumdan sonra düşündükçe duyduğum için bol bol şükrettim Rabbime.
Cinsiyetini öğrenmeden bir kaç gün önce rüyamda gördüğüm erkek bebeğe ne kadar benziyordu. Bu aklıma gelince rüyamdan uyandığımda ağladığım gibi içim buruldu ve gözümden bir kaç damla yaş düştü. Çok çok güzeldi MUSTAFA'm.

Dikiş atılırken herkes sessizdi bende öyle. O kadar çok  şey düşündüm ki  2 - 3 saat sürdü gibi geldi oysa ki 15 dakika geçmişti.

Sonunda hamilelik bitti. Bambaşka kapılar açtı bize.

Hoş geldin Mustafa Utku BEBEK



28 Şubat 2013 Perşembe

HAMİLEMİYİM NEYİM BEN ?

Mart 2011

“Bana ne oluyor böyle? Neden bu yorgunluk. Yaklaşık 3 hafta önce çorbadan midem fena olmuştu herhalde ondan. Sürekli uyumak istiyorum, sürekli ama. Yarında böyle bitkin olursam doktora gideceğim artık.”
dedim ama her zaman ki gibi gitmedim geçmesini bekledim ertesi gün, ertesi gün, bir ertesi gün daha yok geçmek bilmiyor. Evde yemek yok, her yer darma duman. Bense bütün gün uyuyorum. Sabah kalkmıyorum gece yatmıyorum çünkü hep yataktayım Sürekli uyuyorum nasıl beceriyorum bu kadar uyumayı hiç uyuyamayan ben ?

25 Mart—-
Ablam:
- Gamze bu durum normal değil sen hamile olmayasın?
Ben:
- Yok artık. Olmaz öyle şey canım. Yoksa olur mu? Yok yaa olmaz herhâlde !

26 Mart—–
Kocacım hemen hamilelik testi alıp eve gelir sabah ilk iş testi yaparız vee çift çizgi HAMİLEYİM !!!
İlkine inanamayıp 2. testi isterim ve oda pozitif.
Nasıl yani ben şimdi hamile miyim ?
Hemen doktordan randevu alıp gittik ve 6 HAFTALIK HAMİLESİNİZ GAMZE HANIM cevabını işittik...

Peki bu durumda ne hissetmeliyim, ne yapmalıyım? Çok şaşkınım, hiç beklemediğim bir durumla (sonradan fark ettim aslında o kadar hazırmışım ki boş hamilelik kuruntuları) karşı karşıyayım.  Hiç bir şey hissetmiyorum desem yalan olur. Ama hissettiğim şeyi tarif etmekte zorlanıyorum. Mutu muyum, mutsuz muyum, korkuyor muyum? Evet evet buldum, korkuyorum hemde çok korkuyorum. Ben bunun sorumluluğunu kaldırabilir miyim? Küçük bir insan yavrusu, benim parçam, ona bakmayı becerebilir miyim? Hayal ettiğim gibi yetiştirebilir miyim? Hayal ettiğim imkanları sağlayabilir miyim?
 Ultrasonda seni izleyip, kalp atışını dinlerken binlerce soru geçiyordu aklımdan. (Bunların çok saçma olduğunu ancak seni kucağıma aldıktan sonra anlayabildim)