2 Eylül 2018 Pazar

40. Ay Şerefine

Anne olmak aslında başlı başına çok zor bir işken ben birde inşaatlarda çalışmaya çalışıyorum. Uzaktan kendime baktığımda ne başarılı bir anne nede başarılı bir iş kadını buluyorum. Tabii bunun çeşitli dış ve iç sebepleri var. Fakat bu arada bebeğim büyüyor. Zaman daralıyor!

Kıymetini bilemediğimiz günler saatler su gibi akıyor. Yavrucum 40 aylık olmuş ve ben bunu bugün fark ediyorum. Daha iyi okul arama daha iyi eğitim almasını sağlama gibi boş işlerle uğraşırken yavrumun asıl ihtiyacı olan sevgi güven duygusunu eksik bırakıyorum.

Evet bunların bugün fark ettim. Peki bundan sonra hayatımı değiştirip istediğim hayal ettiğim gibi bir anne olabilecek miyim?

Çok çok çok çok  üzgünüm ama sanmıyorum. Hayat zor ve su anda şantiyem için seramik yapıştırıcısı söylemem gerekiyor!

Ne yapmalıyım? Nerede dur demeliyim? Kafam çok karışık.

Tek bildiğim ilerde pişman bir anne olacağım.

Seni seviyorum yavrucum... 40. ayın kutlu olsun!!!



5 Şubat 2014 Çarşamba

Kreş Güncesi

7 Ocak da Utkucuğum kreşe başladı. Yaklaşık 2 aylık bir araştırmanın sonunda hem maddi hemde manevi olarak bizi tatmin edeceğine inandığımız Little Smarts Garden ( İlk Filiz ) Anaokuluna yazdırdık. Haftanın 3 günü gidiyoruz. Aslında çok daha fazla zorlanacağımızı düşünüyordum fakat beklediğimiz gibi olmadı :) Utku 2. hafta yalnız başına gitmeye başladı. Şimdi de her akşam
-Sabah okul servisi gelecek! diyor :)
Bunun yanında bizi zorlayan davranışları olmuyor değil.
Bir hafta süresince çok şiddetli başlayıp hala aralıklarla da olsa devam eden 
-hayıy olmass istemem sevmem! sıralaması başladı. 
İstemediği birşey oldumu hemen başlıyor, Hayıy olmas sevmem! Hayıy istemem!
Artık sofrada bizimle düzenli yemek yemiyor. Bunlar bizi üzüyor tabii. Ama gerçekten çok ciddi pozitif gelişmeler görüyorum. Artık çok güzel konuşuyor, kendini ifade ediyor hele bir 
- Ayy anne bisey buldum agadada !! dur geliyo  deyişi varkiiii onu söylediğinde içimde oluşan kıpırtıyı, gelen kahkahalarla gülme isteğini anlatamam :) 
Artık arabalarımız dağlardan tırmanıyor, yollarımızı temizliyoruz yoksa arabalarımız kaza yapıyor, hasta oluyoruz Utku ateşimizin çıktığını söyleyip iyi olmamız için doktor çağırıyor, föföy oluyor bizde yolcu araba sürüyoruz, lokomotif oluyor bizde vagon oluyoruz :) , jengalarla neredeyse kendi boyu kadar blokları değişik şekillerde koyarak kule yapıyor. Bunlar gibi birçok şey öğrendi 1 ayda ve hepsini bize akşamları özenle aktarıyor. Gün içinde yaptığı aktiviteleri anlatabiliyor. Bizde evimizde bu aktiviteleri geliştirip değiştirerek uyguluyoruz. Hepimiz çoook eğleniyoruz.

                                                İşte küçük Mustafa Utku'nun bazı etkinlikleri.






                                                

Kreşe alışamayacağını, zorlu bir süreç geçireceğimizi düşünürken her şeyin bu kadar kolay olması hepimizi mutlu etti. Şükürler olsun zor zamanlar kolayca geçiyor....  Utkucuğum büyüyor, bizde onunla birlikte büyüyoruz... 





25 Kasım 2013 Pazartesi

2. YAŞIM MERHABA !

Ben Utku ile doğdum, ondan önce ne yaptığımı, nasıl yaşadığımı hatırlamıyorum. O ilk nefesini aldığında bende ilk nefesin ciğerlerimdeki acısını hissettim. 11.11.2013 itibariyle Mustafa Utku ve ben 2. yaşımızı doldurduk.
Hazırlıklarımız öncesinde çalıştığım için 1 hafta sürdü. Geçen yıldan deneyimlerimiz çok işe yaradı :) Bu yıl ki kutlamamızda herşey anne ve teyze emeğiydi :)
Gelen misafirlerimize lavanta keseleri yaptık. İnternetten uzun araştırmalar sonucunda aslan ve baykuşa karar verdik. Keselerin kumaş dikimi teyzeye, aslan ve baykuşlu keçe işleri bana ait.


Keselerden sonra yiyeceklere geçtik. Şeker hamurlu 2 yaş kurabiyeleri yine anne emeği. Geçen yıldan tecrübeli olduğum için bu sefer ki daha kısa sürdü ve daha lezzetli oldu. Ama ben bu yıl öyle birşey yaptım kiiii :) .....
İlk pasta denememi başarı ile sonuçlandırdım. Yapım süreci en az keseler kadar zorlu oldu ama sonuç hem görüntü hem lezzet açısından gayet iyiydi. Artık şeker hamuruyla yapılabilecek hemen herşeyi denemenin ve başarmanın keyfi ile resimleri paylaşabilirim. 
 İki yaş kurabiyelerimiz
 veeee pastamız :)

Teyzemizinde hakkını verelim tüm kurabiyeleri ve çiğ köfte harikaydı. Yemeğe doyamadık maalesef :)

Mustafa Utku bu yıl mumunu kendisi şarkısını söyleyerek ve dans ederek söndürdü. O kendini alkışlayıp şarkısını söylerken arada geçen kısacık sürede zamanın ne kadar çabuk  akıp gittiğini, ne kadar şanslı ve nasıl güzel bir mucizeye şahit olduğumu düşündüm.Ve dedim ki 
İYİ Kİ DOĞDUN UTKU       İYİ Kİ DOĞDUN YAVRUM ...








22 Kasım 2013 Cuma

DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞ !! AŞILAR ...

Aslında çok uzun süredir yazmaya çalışıyorum ama cümleleri bağlayamıyorum, ne yazacağımı bilmiyorum. Malzeme çok ama maalesef onları vakit bulup ne aklımda ayırabiliyorum nede yazılı olarak :) Ama bugün biraz öz eleştiri yapmak istedim. Konu çok önemli "yavrumun sağlığı"!
Birkaç gündür ben böyle hatayı nasıl yaptım, yavrumun hayatıyla oynattım, nasıl böyle kör oldum onu düşünüyorum ve işin içinden çıkamıyorum.
Bebeğime verdiğim ve içtiğim ilaçların içeriklerine hep bakarım ama aşıların içeriklerini hiç merak etmedim, peki ama neden?
Hep içimize işlemiş hastalıklardan korunmak için aşı olmak lazım mantığı, düşüncesi. Neye dayanarak bu kadar savunuldu bu aşılar, biri çıkıp içinde ağır metaller var çocukların otistik olmasının en büyük nedeni bu aşılar demedi? (Otizm ve aşı bağlantısını gösteren 33 bilimsel çalışma)
Hadi biz kördük ya canımızı herşeyimizi emanet ettiğimiz doktorlar, sevdiğimiz bilgilerine güvendiğimiz, nasıl olurda daha doğar doğmaz taşıyıcılığı araştırmadan  ve çok ciddi miktarda ağır metal dolu olan Hepatit-b (0-12 ay aralığında bebeğin vücuduna verilen alüminyum miktarı) - aşısını kayıtsız şartsız gözümden canımdan sakındığım yavruma vurdular. Zamanı geri almak mümkün değil, yapacak pek birşey yok. Ama artık kağıt imzalıyorum ve aşı yaptırmıyorum, yaptıracaklarımıda araştırıyorum eğer gerçekten gerekli ve yararlı ise yaptırıyorum.
Bu konuda bir çok araştırma yaparak paylaşan http://lilliputian.me/ ve
Kurtlarla Koşan Kadının Aşı Güncesi facebook grubu kurucusuna çok çok teşekkür ederim.
Tüm yazılarını okuyup araştırıyorum. Yavruma yapılmış olan istismarı artık daha yakından takip ediyorum ve çevremdeki herkesi bu konu ile ilgili bilgilendirmeye çalışıyorum. Bilgilenmek isteyenlerede yukarıda paylaştığım linkleri tavsiye ederim.
Sağlıklı günler...



Diş Buğdayımız

İlk dişimizi 8 aylık olmamıza 8 gün kala patlatabildik. Utku'nun hiçbir şeyi zor olmadı. Doğduğundan beri kendi problemlerini kendisi çözdü :) gazını kendisi çıkardı, bir problemi olmadığı sürece kendi kendine uyudu, çoğu zaman öğretmeye çalıştığım şeyleri reddedip kendisi deneyerek öğrendi. Bir bakıma iyi oldu yürümeyi öğrenirken bile hiç düşmedi. Hemen her dönemeci kolayca döndü Utku.



Artık ilk dişimizi patlattığımıza göre "Diş Buğdayı" hazırlıklarına başlamak lazımdı. Şeker hamuru ile yapılan kurabiyelere bakıyordum uzun süredir. Doğum gününden önce denemeye karar verdim ve minimum malzeme teminini yapıp denemelerime başladım.
Kurabiye deneyimimden önce planlarımı, gerçekleştirebildiklerimi ve gerçekleştiremediklerimi paylaşmak istiyorum. İlk önce kurabiyeleri planladım, malzemeleri temin ettim. Sonra nerede yapacağımı ve kimleri çağıracağımı düşündüm. Baktık ki gurbetteyiz, çok az gelecek var bahçemizde yapmaya karar verdik. Sonra tariflere bakmaya başladım. İşimi şansa bırakmadım ve bir çok tarifimi sevgili Müge Hünerin blogu olan Hünerli Bayanlar dan seçtim. Malzeme listemi yaptım ve onuda bir kenara kaldırdım. Son olarak aslında en çok keyif aldığım şey süslerle ilgilendim. Hepsini kendim yaptım yarım yamalak program bilgimle :) Fena da olmadı. Eeee bir yerden başlamak lazım.

Alışverişler, sabaha kadar süs yapma çabaları, Mustafa'nın diş sıkıntısı ve birde iş eklenince çok yorucu geçti günler. Yaklaşık 2 hafta sürekli gece gündüz çalıştım bebeğim için. Son iki gün kurabiyeleri yaparım demiştim ama kabusum oldular :) Yine de sonuç çok güzel oldu. Arkadaş, eş, dost çok eğlendik. Diş buğdayımızdan arda kalanları paylaşmak istedim.  Utkucuk büyüdüğünde resimlere gülümseyerek baksın, o günlerin hikayesi hiç unutulmasın diye.








27 Eylül 2013 Cuma

22 Aylık Olduk

Konuşuyorsun :)
Evet artık hemen her istediğini anlatıyorsun. Ama bana :) yani şuan sadece ben, baban ve anneannen anlıyoruz seni :) Seni anlayamayanlar için bir sözlük oluşturmaya karar verdim.
Yavruşumla iletişim kuramayanlar buyrunuz :)

-ya ya yo ......................... yağmur yağıyo
-gaç pisi .......................... kaç kedi geliyo
-gaşş .............................. kaş
-bobo.............................. popo
-gassi............................... taksi
-gaga............................... kamyon
-gabı............................... ayakkabı
-yok yook ...................... kayboldu/saklandı
-yok............................... yok :)
-baca ............................ bacak
- aya.............................. ayak
- nene ........................... yenge


5 Mart 2013 Salı

BU ?

Ne kadar hızlı büyüyorsun :) Daha 1 hafta önce yazdım Utku'nun Ba-Ba' sını. Ama artık öğrenmek istediğin şeyleri " ba ba" diyerek sormuyorsun :) yani ba ba devrimiz kapandı şükürler olsun artık önceki gibi sadece babana ve mamana ba ba diyorsun.
Bir devir kapandı ama lügatımıza yepyeni bir kelime katıldı

-Bu ?

Artık varsa yoksa

-Bu bu bu bu bu bu bu :)

Masayı gösterip

-Bu?

Beni gösterip

-Bu?

Burnumu, kulağımı, gözlerimi, saçlarımı, kulaklarımı gösterip

- Bu?

Ve cevap alana kadar " Bu" lar devam ediyor :)

Tatlı oğluşum her geçen gün büyüyor. Bu yazıları yazmasam böyle çabuk fark eder miydim hızla büyüdüğünü diye düşündüm bugün.  İyi ki hamileyken diğer annelerin bloglarını takip etmişim ve geçte olsa bir blog kurup yazmaya başlamışım. Çok güzel bir farkındalık aracıymış aslında. Evde oturup sadece onunla oynarken bir önceki günü veya birkaç gün öncesini çok detaylı düşünmüyordum. Artık Utku'yu daha iyi inceliyorum ve görüyorum ki Utku her gün değişik şeylerle karşıma geliyor. Her gün kendine bir şey katıyor. Bugün fark ettiğim bir şeyde Utku artık bizim gibi

-gıdı gıdı gıdı diyor :)

Birkaç gün önceye kadar gıdık , gıdıka, gıdı diyordu, hata heyecanlandıkça daha da ilginç ifadeler kullanıyordu ama bugün ne kadar gülersem güleyim söylediği şeyi hiç karıştırmadı ve ısrarla ben istediğini yapana kadar "gıdı gıdı" diyerek gıdıkladı beni :)

Zamanın nasıl aktığını anlamama yardımcı olan, bebeğime güzel şeyler öğretip iletişimimizi kuvvetlendiren yaşadıklarını paylaşan takip ettiğim annelere çok teşekkür ediyorum :) Artık yazılarımı görevim olarak düşünmüyorum, keyifle yazıyorum, aklıma geldiği gibi kaygısızca yazıyorum. Belki bizde birilerinde farkındalık yaratırız....