Ne kadar hızlı büyüyorsun :) Daha 1 hafta önce yazdım Utku'nun Ba-Ba' sını. Ama artık öğrenmek istediğin şeyleri " ba ba" diyerek sormuyorsun :) yani ba ba devrimiz kapandı şükürler olsun artık önceki gibi sadece babana ve mamana ba ba diyorsun.
Bir devir kapandı ama lügatımıza yepyeni bir kelime katıldı
-Bu ?
Artık varsa yoksa
-Bu bu bu bu bu bu bu :)
Masayı gösterip
-Bu?
Beni gösterip
-Bu?
Burnumu, kulağımı, gözlerimi, saçlarımı, kulaklarımı gösterip
- Bu?
Ve cevap alana kadar " Bu" lar devam ediyor :)
Tatlı oğluşum her geçen gün büyüyor. Bu yazıları yazmasam böyle çabuk fark eder miydim hızla büyüdüğünü diye düşündüm bugün. İyi ki hamileyken diğer annelerin bloglarını takip etmişim ve geçte olsa bir blog kurup yazmaya başlamışım. Çok güzel bir farkındalık aracıymış aslında. Evde oturup sadece onunla oynarken bir önceki günü veya birkaç gün öncesini çok detaylı düşünmüyordum. Artık Utku'yu daha iyi inceliyorum ve görüyorum ki Utku her gün değişik şeylerle karşıma geliyor. Her gün kendine bir şey katıyor. Bugün fark ettiğim bir şeyde Utku artık bizim gibi
-gıdı gıdı gıdı diyor :)
Birkaç gün önceye kadar gıdık , gıdıka, gıdı diyordu, hata heyecanlandıkça daha da ilginç ifadeler kullanıyordu ama bugün ne kadar gülersem güleyim söylediği şeyi hiç karıştırmadı ve ısrarla ben istediğini yapana kadar "gıdı gıdı" diyerek gıdıkladı beni :)
Zamanın nasıl aktığını anlamama yardımcı olan, bebeğime güzel şeyler öğretip iletişimimizi kuvvetlendiren yaşadıklarını paylaşan takip ettiğim annelere çok teşekkür ediyorum :) Artık yazılarımı görevim olarak düşünmüyorum, keyifle yazıyorum, aklıma geldiği gibi kaygısızca yazıyorum. Belki bizde birilerinde farkındalık yaratırız....
Geçmiş zaman unutulmasın, her fotoğrafın öyküsü hep taze ve bebeğimiz büyürken biriken anılarımız hep bizimle kalsın ...
5 Mart 2013 Salı
UTKU'nun "Ba - Ba" sı
Utku yaklaşık 4 gündür her bilmediği, anlamadığı ve istediği şeyi
- baba
diyerek anlatmaya çalışıyor :) Zaman zaman komik olan bu durum bazen sinir bozuyor.
Televizyonda dikkatini çeken bir şey olduğu zaman hemen göstererek
-baba baba baba
Masanın üzerinde bir şey gösterip
-baba baba
Oyuncaklarını gösterip
-baba baba baba
Pocoyo izlerken sürekli bir şeyler gösterip
-babaa babaa baba
Artık kavram karmaşası yaşıyorum ve ne anlatmak istediğini anlayamıyorum.
Önceden sadece babasına ve arada mama yerine baba derdi. Şimdi baba aşağı baba yukarı
Bu kadar çok söylemeden önce Ali’de bu durumu kendine yoruyordu;
-Ah benim tatlı oğlum nasılda güzel baba diyor diye :)
Bende bu duruma içerliyordum.
-Baba diyorsun da o kadar bakıyorum, temizliyorum paklıyorum, oyunlar oynuyorum, şarkılar söylüyorum bir anne demiyorsun diye söyleniyordum.
Ama şimdi sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Anladım ki baba diyerek bir şeyler soruyor fakat demek istediği şeyi çok zor anlıyorum. Nesnelere yapıyorsa 1, 2, 3, 4 belki de 5. de zor buluyorum ne istediğini. Başka şeylere yaptığı zaman hangisini gösterdi, acaba neyi sordu veya neyi istedi anlamak mümkün değil.
Velhasıl kelam bizler bir türlü tatmin olamıyoruz. Önceden baba diyor diye üzülürken şimdi boyut değiştirerek baba diyor da anlamıyorum diye üzülüyorum :)
- baba
diyerek anlatmaya çalışıyor :) Zaman zaman komik olan bu durum bazen sinir bozuyor.
Televizyonda dikkatini çeken bir şey olduğu zaman hemen göstererek
-baba baba baba
Masanın üzerinde bir şey gösterip
-baba baba
Oyuncaklarını gösterip
-baba baba baba
Pocoyo izlerken sürekli bir şeyler gösterip
-babaa babaa baba
Artık kavram karmaşası yaşıyorum ve ne anlatmak istediğini anlayamıyorum.
Önceden sadece babasına ve arada mama yerine baba derdi. Şimdi baba aşağı baba yukarı
Bu kadar çok söylemeden önce Ali’de bu durumu kendine yoruyordu;
-Ah benim tatlı oğlum nasılda güzel baba diyor diye :)
Bende bu duruma içerliyordum.
-Baba diyorsun da o kadar bakıyorum, temizliyorum paklıyorum, oyunlar oynuyorum, şarkılar söylüyorum bir anne demiyorsun diye söyleniyordum.
Ama şimdi sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Anladım ki baba diyerek bir şeyler soruyor fakat demek istediği şeyi çok zor anlıyorum. Nesnelere yapıyorsa 1, 2, 3, 4 belki de 5. de zor buluyorum ne istediğini. Başka şeylere yaptığı zaman hangisini gösterdi, acaba neyi sordu veya neyi istedi anlamak mümkün değil.
Velhasıl kelam bizler bir türlü tatmin olamıyoruz. Önceden baba diyor diye üzülürken şimdi boyut değiştirerek baba diyor da anlamıyorum diye üzülüyorum :)
4 Mart 2013 Pazartesi
KISACIK HAMİLELİĞİM
26 Mart…
Küçücüksün daha… Yaklaşık 8 ay sonra bir insan bebeği olarak doğacaksın! İnanılır gibi değil. Ama 8 ay var daha... Nasıl geçecek o kadar zaman ?
diye düşündüm hastaneden çıkarken...
3. Ay ( Mayıs )
3. Ay kontrolünden çıktığımızda yine aklımda bir sürü düşünce ve soru, her zamanki gibi.
2li test yapıldı ultrasonda bir anormali yoktu ama kan testi önemliymiş. Off ne kadar zor ve korkutucu bu testler, mutluluğumuzu bile doyasıya yaşayamıyoruz korkudan! 2 gün sonra testlerin sonuçlarını aldık neyse ki kanda da bir şey çıkmadı. Şükürler olsun ikimizde gayet iyiyiz…
3.5 ay geçti…. Cinsiyetini yine öğrenemedik aslında artık rahatça görülebilir ama çok inatçısın 10 parmaktan başka bir şey göremedik :) Aliyle atışıyoruz, ben kız olacak diyorum o erkek, bakalım kim galip gelecek cinsiyet savaşında. Ablam da artık ismini düşün diyor….
Aman Allah'ım daha önümüzde o var, bakalım cinsiyetini öğrendikten sonra ismine nasıl karar vereceğiz. Şimdiden görebiliyorum, bizim isim kavgamız doğuma kadar sürer :) Hatta belki doğumdan sonra bizi ünlü edecek ” cinsiyet dövüşleri isim savaşları “ filmini çekecek anılar bırakır.
4. Ay (Haziran)
4.ay kontrolündeyiz 4lü testimiz yapıldı, şükürler olsun hiçbir anormali belirtisine rastlanmadı ve hala cinsiyetini öğrenemedik =) Çekişmemiz son sürat devam ediyor, ben hala kız ali hala erkek diye diretiyor ama öyle inatçısın ki bize 10 adet küçük parmaktan başka bir şey göstermiyorsun. Olsun o minik parmakları ve topuğu görmek de harika bir duygu.
Ali’nin acilen bir yerlerden ultrason cihazı alacak parayı bulması lazım. Zira artık ben 7/24 ona bağlı yaşamak, içimdeki faaliyeti görmek istiyorum :) Şu güzelliği hep görmek istiyorum….
4.5 ay olmuş. Ne kadar çabuk geçiyor zaman. Hastanedeyim yine şeker yüklemesi yapıldı, sonuçlarını doktorumuza göstermeye gidiyoruz.
- Rica edeyim de cinsiyetine yine baksın belki bu sefer gösterir diyorum. İçim içime sığmıyor meraktan :)
-Dur hayatım şuradan bir kaç tane çikolata alayım deyip hemen bir bakkaldan en sevdiklerimden birkaç tane aldım. Yolda gelirken bir tane, bekleme salonunda bir tane, tam içeri girecekken de bir tane yedim hangisini severse ona sevinip hareket etsin diye . Gerçi bugüne kadar pek sökmedi, belki bu sefer hareket eder ve kavgamıza son verecek pozisyonda durur. Ne kadar çok şey istiyoruz :)
-Sezer Bey bir sürü çikolata yedim belki bizi bu sefer ödüllendirir cinsiyetine bakabilir miyiz ?
- Peki bir bakalıımmm
……….
.............
- Bebeğiniz erkek !
-Nasıl ? ( Ali’nin yüzünde güller açar, ağzı kulaklarına kadar varır, burnuda kaf dağına çıkar : )
- Nasıl yani emin misiniz?
- Evet ekranda görmüyor musunuz küçücük bir pipi ( Sezer Beyinde yüzünde güller açar sevincini Ali ile paylaşır : )
- Bir daha baksanız erkek mi gerçekten? diye 10 kere daha sorarım ve elime erkek olduğunun tapusu verilir : )
- Olsun sağlık olsun dedim ama yüzüm bir karış düştü….
Erkek olduğu için değildi yüzümün düşmesi, erkek olduğuna inanamamamdı : ) Tatlı atışmamız son buldu ve ben kaybettim : ) Erkek olursa üzülürüm diye hiç düşünmemiştim, buna rağmen bir kaç gün önce rüyamda öyle güzel bir erkek bebeğim vardı ki sabah ağlayarak uyandım.
Canım bebeğim sağlıklı ol yeter cinsiyetinin hiç önemi yok her halükarda çok sevileceksin veee anneci olacaksın : ) .
Şükürler olsun sonunda öğrendik cinsiyetini minicik bir erkeğimiz olacak. Cinsiyet Dövüşleri bitti… Başlasın İsim Savaşları : )
5. Ay (Temmuz)
Off çok uykum var. Neden uyandım ki şimdi, zaten çok zor uyuyorum. Karnım acıkmış, bakalım buzdolabında neler var !
PEYNİR!!!
Biraz ekmeğin içine koyup yiyeyim de durulsun içimdeki bu peynir fırtınası. Gecenin kaçı peynir için uyanır mı insan!
1 dilim....
2 dilim....
3 dilim...
Yarım kalıp bitti hala istiyorum…Hayatımda yediğim en güzel peynir bu sanırım :) ama yeter artık kapatıp kaldırmaya yelteniyorum...
Nasıl yani neden titriyorum ! Allah Allah…
Gecenin 4 ünde peynir için kalkıyorum, yetmiyor yarım kalıp peynir yiyorum, oda yetmiyor az yediğim için(!) titremeye başladım. Şakamı bu kilo alacağım korkusuyla doğru düzgün bir şey yemiyorum (fazla kilolu olmasaydım kiloyu hiç takmazdım ama ikimizin sağlığı için kiloma dikkat etmem lazım) canım ise bunun acısını saat 4 de peynir isteyerek çıkarıyor. Hiç adil değil. İnsanın canı peynir mi istermiş yok muydu daha güzel bir şey?
Ne bileyim börek olur, pasta olur, erik olur, kayısı olur . Gerçi yemek yemeyip kilo ile erik ve kayısı yediğimi düşünürsem onları canımın istememesi normal ...
Neredeyse yarım kilo peynir yiyip anca sakinleşebildim Tuzdan ayaklarım şişmez inşallah havalarda çok sıcak olmaya başladı.
Ohh son şeker yüklemem… Sabahın köründe aç açına içirdiler o berbat şekerli suyu hiçbir şey yemeyeceğim ve içmeyeceğim. Hem de 5 saat hem de hareketsiz !!!
Neyse sonunda bitti sonuçları akşamüstü alıp doktora geleyim hem ultrasonda göreyim oğlumu çok merak ediyorum neler yapıyor. Hareketlerini hissetmeye başladım pıtır pıtır geziniyor içimde. Kocacığımdan evlilik yıldönümü hediyesi ultrason cihazı istiyorum. Eee tabi birde bana doktor tahsis etmesi lazım değil mi boyunu ölçecek kilosuna bakacak durumunu anlatacak.
Hareketleri hissettikçe merakım daha da çoğaldı, Ne yapıyor? Nasıl duruyor? Boyu ne kadar? Kilosu ne kadar? Yeterince besleyebiliyor muyum? gibi bir sürü soru geziniyor sürekli aklımda… Gece uyurken bile huzur yok :) bebeği besleyen damarlar vücudumun sağ tarafındaymış bu yüzden sürekli soluma yatmam lazım ya besleyemezsem ya küçük kalırsa diye ufacık bir dönme hissinde bile uyanıyorum kendimi sakinleştirip yine sol tarafıma yatıyorum. Daha minik erkeğime kavuşmamada 3.5 ay var. Nasıl geçecek o kadar zaman bakalım.
Hareketleri de iyice hissedilir oldu, bazen içimde hop hop hop zıplıyor, ne olabilir diye sordum doktora, hıçkırıyor olabileceğini söyledi. Hamileliğimle ilgili her şey o kadar ilginç geliyor ki. Her detayı, her hareketini bilmek istiyorum.
İçimde sürekli bir faaliyet söz konusu, gece gündüz fark etmiyor artık hep kıpır kıpırız . Ama ben bebeğimle çok mutluyum artık onu önceki kadar merak etmiyorum. Artık doğacak diye korkuyorum. Çünkü hamilelik hayatımda yaşadığım en güzel deneyim. Hatta bir daha dünyaya gelirsem kadın doğum uzmanı olmayı düşünüyorum.
7. Ay (Eylül)
NST muhteşem bir şeeeeyy :) kalp atışlarını duymak onları takip etmek muhteşem. Artık hamileliğimle ilgili çok daha fazla konuşmak ve düşünmek istiyorum. Her şeyi kabullendim ağrılarımı, acılarımı, doğumu, doğumdan sonrasını... Artık hiç bir şey düşündürmüyor beni, yaşadığım şeyin büyüsünü hiç bir şeyin bozmasına izin vermiyorum artık. Bebeğimle geçirdiğim her an çok özel ve birlikte çok az vaktimiz kaldı.
8 - 9. Ay (Ekim)
Zaman nasılda su gibi akıp gitti. Doğuma çok az kaldı. Bayrama denk gelebilir ama içim rahat Sezer Bey gerçekten çok iyi bir doktor. Bir daha hamile kalsam yine ona giderim nerede olursam olayım. Bayramda yakınlarda olacakmış acil bir şey olursa hemen ararsın dedi. İnsanın doktoruna güvenebilmesi çok güzel, içim çok rahat.
Korkum, artık çok ağırlaştım ama hemen her gün 2-3 km yürüyorum rahatlamak için, yavaş yürüyorum fakat bebeğime, minik erkeğime zarar vermekten korkuyorum.
11.11.2011
Doğuma gidiyorum. İçim kıpır kıpır, bir yandan da üzülüyorum. Hayatımın en güzel günlerini yaşadım. Başlarda nasıl biter diye düşünürken, şimdi üzülüyorum hem de çok . Biliyorum bundan sonrası da en az bu kadar güzel olacak ama hamilelik çok çok başka . Yine başladım önyargılı olmaya. Neyse yaşayıp zamanla göreceğiz.
26 Martta doğum için son tarih 11 kasım olarak demiştik. Daha fazla beklemeyelim dedik ama benim hiç sancım yok, kasılmam yok :) Nst de de dediğimden farklı bir sonuç çıkmadı. Ama normal doğum istemiştim ve hep öyle planlamıştık.
Sezer bey geldi, isterseniz suni sancı hazırlatayım fakat bu durum bir problemin habercisi olabilir hiç kasılmanız ve sancınız yok ve hiç olmadı. İsterseniz sezeryan yapalım. dedi bizde doktorumuzun tavsiyesine uyup ameliyatta karar kıldık. Her şey o kadar ani oldu ki giyinmeye fırsatım bile olmadı sokak kıyafetlerimle girdim hazırlık odasına :) eşimle vedalaşamadım bile. ( Nedenini sonradan anlıyoruz panik atağımdan ve ameliyat geçmişimden bahsetmiştim heyecanlandırmadan çok güzel bir şekilde atlattım)
VEE SONUNDA DOĞUM ...
Anestezi verildi, her şey hazır MUSTAFA mızı bekliyoruz. Doktorumuz geldi sohbet muhabbet güldük eğlendik. Sanki doğumda değil de kafedeyiz :) o kadar yani.. Karnıma bastırmaya başladılar
1....
2....
3....
Eveett minik erkeğimiz dünyaya geldi dediler ve incecik bir viyaklama :)
Hayatımda duyduğum en güzel ses, doğumdan sonra düşündükçe duyduğum için bol bol şükrettim Rabbime.
Cinsiyetini öğrenmeden bir kaç gün önce rüyamda gördüğüm erkek bebeğe ne kadar benziyordu. Bu aklıma gelince rüyamdan uyandığımda ağladığım gibi içim buruldu ve gözümden bir kaç damla yaş düştü. Çok çok güzeldi MUSTAFA'm.
Dikiş atılırken herkes sessizdi bende öyle. O kadar çok şey düşündüm ki 2 - 3 saat sürdü gibi geldi oysa ki 15 dakika geçmişti.
Sonunda hamilelik bitti. Bambaşka kapılar açtı bize.
Hoş geldin Mustafa Utku BEBEK
Küçücüksün daha… Yaklaşık 8 ay sonra bir insan bebeği olarak doğacaksın! İnanılır gibi değil. Ama 8 ay var daha... Nasıl geçecek o kadar zaman ?
diye düşündüm hastaneden çıkarken...
3. Ay ( Mayıs )
3. Ay kontrolünden çıktığımızda yine aklımda bir sürü düşünce ve soru, her zamanki gibi.
2li test yapıldı ultrasonda bir anormali yoktu ama kan testi önemliymiş. Off ne kadar zor ve korkutucu bu testler, mutluluğumuzu bile doyasıya yaşayamıyoruz korkudan! 2 gün sonra testlerin sonuçlarını aldık neyse ki kanda da bir şey çıkmadı. Şükürler olsun ikimizde gayet iyiyiz…
3.5 ay geçti…. Cinsiyetini yine öğrenemedik aslında artık rahatça görülebilir ama çok inatçısın 10 parmaktan başka bir şey göremedik :) Aliyle atışıyoruz, ben kız olacak diyorum o erkek, bakalım kim galip gelecek cinsiyet savaşında. Ablam da artık ismini düşün diyor….
Aman Allah'ım daha önümüzde o var, bakalım cinsiyetini öğrendikten sonra ismine nasıl karar vereceğiz. Şimdiden görebiliyorum, bizim isim kavgamız doğuma kadar sürer :) Hatta belki doğumdan sonra bizi ünlü edecek ” cinsiyet dövüşleri isim savaşları “ filmini çekecek anılar bırakır.
4. Ay (Haziran)
4.ay kontrolündeyiz 4lü testimiz yapıldı, şükürler olsun hiçbir anormali belirtisine rastlanmadı ve hala cinsiyetini öğrenemedik =) Çekişmemiz son sürat devam ediyor, ben hala kız ali hala erkek diye diretiyor ama öyle inatçısın ki bize 10 adet küçük parmaktan başka bir şey göstermiyorsun. Olsun o minik parmakları ve topuğu görmek de harika bir duygu.
Ali’nin acilen bir yerlerden ultrason cihazı alacak parayı bulması lazım. Zira artık ben 7/24 ona bağlı yaşamak, içimdeki faaliyeti görmek istiyorum :) Şu güzelliği hep görmek istiyorum….
- Rica edeyim de cinsiyetine yine baksın belki bu sefer gösterir diyorum. İçim içime sığmıyor meraktan :)
-Dur hayatım şuradan bir kaç tane çikolata alayım deyip hemen bir bakkaldan en sevdiklerimden birkaç tane aldım. Yolda gelirken bir tane, bekleme salonunda bir tane, tam içeri girecekken de bir tane yedim hangisini severse ona sevinip hareket etsin diye . Gerçi bugüne kadar pek sökmedi, belki bu sefer hareket eder ve kavgamıza son verecek pozisyonda durur. Ne kadar çok şey istiyoruz :)
-Sezer Bey bir sürü çikolata yedim belki bizi bu sefer ödüllendirir cinsiyetine bakabilir miyiz ?
- Peki bir bakalıımmm
……….
.............
- Bebeğiniz erkek !
-Nasıl ? ( Ali’nin yüzünde güller açar, ağzı kulaklarına kadar varır, burnuda kaf dağına çıkar : )
- Nasıl yani emin misiniz?
- Evet ekranda görmüyor musunuz küçücük bir pipi ( Sezer Beyinde yüzünde güller açar sevincini Ali ile paylaşır : )
- Bir daha baksanız erkek mi gerçekten? diye 10 kere daha sorarım ve elime erkek olduğunun tapusu verilir : )
- Olsun sağlık olsun dedim ama yüzüm bir karış düştü….
Erkek olduğu için değildi yüzümün düşmesi, erkek olduğuna inanamamamdı : ) Tatlı atışmamız son buldu ve ben kaybettim : ) Erkek olursa üzülürüm diye hiç düşünmemiştim, buna rağmen bir kaç gün önce rüyamda öyle güzel bir erkek bebeğim vardı ki sabah ağlayarak uyandım.
Canım bebeğim sağlıklı ol yeter cinsiyetinin hiç önemi yok her halükarda çok sevileceksin veee anneci olacaksın : ) .
Şükürler olsun sonunda öğrendik cinsiyetini minicik bir erkeğimiz olacak. Cinsiyet Dövüşleri bitti… Başlasın İsim Savaşları : )
5. Ay (Temmuz)
Off çok uykum var. Neden uyandım ki şimdi, zaten çok zor uyuyorum. Karnım acıkmış, bakalım buzdolabında neler var !
PEYNİR!!!
Biraz ekmeğin içine koyup yiyeyim de durulsun içimdeki bu peynir fırtınası. Gecenin kaçı peynir için uyanır mı insan!
1 dilim....
2 dilim....
3 dilim...
Yarım kalıp bitti hala istiyorum…Hayatımda yediğim en güzel peynir bu sanırım :) ama yeter artık kapatıp kaldırmaya yelteniyorum...
Nasıl yani neden titriyorum ! Allah Allah…
Gecenin 4 ünde peynir için kalkıyorum, yetmiyor yarım kalıp peynir yiyorum, oda yetmiyor az yediğim için(!) titremeye başladım. Şakamı bu kilo alacağım korkusuyla doğru düzgün bir şey yemiyorum (fazla kilolu olmasaydım kiloyu hiç takmazdım ama ikimizin sağlığı için kiloma dikkat etmem lazım) canım ise bunun acısını saat 4 de peynir isteyerek çıkarıyor. Hiç adil değil. İnsanın canı peynir mi istermiş yok muydu daha güzel bir şey?
Ne bileyim börek olur, pasta olur, erik olur, kayısı olur . Gerçi yemek yemeyip kilo ile erik ve kayısı yediğimi düşünürsem onları canımın istememesi normal ...
Neredeyse yarım kilo peynir yiyip anca sakinleşebildim Tuzdan ayaklarım şişmez inşallah havalarda çok sıcak olmaya başladı.
Ohh son şeker yüklemem… Sabahın köründe aç açına içirdiler o berbat şekerli suyu hiçbir şey yemeyeceğim ve içmeyeceğim. Hem de 5 saat hem de hareketsiz !!!
Neyse sonunda bitti sonuçları akşamüstü alıp doktora geleyim hem ultrasonda göreyim oğlumu çok merak ediyorum neler yapıyor. Hareketlerini hissetmeye başladım pıtır pıtır geziniyor içimde. Kocacığımdan evlilik yıldönümü hediyesi ultrason cihazı istiyorum. Eee tabi birde bana doktor tahsis etmesi lazım değil mi boyunu ölçecek kilosuna bakacak durumunu anlatacak.
Hareketleri hissettikçe merakım daha da çoğaldı, Ne yapıyor? Nasıl duruyor? Boyu ne kadar? Kilosu ne kadar? Yeterince besleyebiliyor muyum? gibi bir sürü soru geziniyor sürekli aklımda… Gece uyurken bile huzur yok :) bebeği besleyen damarlar vücudumun sağ tarafındaymış bu yüzden sürekli soluma yatmam lazım ya besleyemezsem ya küçük kalırsa diye ufacık bir dönme hissinde bile uyanıyorum kendimi sakinleştirip yine sol tarafıma yatıyorum. Daha minik erkeğime kavuşmamada 3.5 ay var. Nasıl geçecek o kadar zaman bakalım.
6. Ay ( Ağustos)
Heyoooo 6. ayda test falan yok. Aldığım en güzel haber bu oldu. Tabii bebeğimizin sağlıklı olduğu haberi dışında. Artık ayda bir gideceğim doktora testler bitmiş ama önümüzdeki ay NST ye girmeye başlayacakmışız. Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Bakalım o cihazdan bebeğimle ilgili neler öğreneceğim. Onunla ilgili her türlü bilgiye açığım. Zira merak tüm hücrelerime hükmetmekte. Bu arada 28 hafta 5 günlük olmuş ve kilosu 1265 gr O kadar sevindim ki öğrenince çünkü başlarda besleyemeyeceğim için çok korkuyordum. İnşallah hamileliğimin sonuna kadar böyle devam ederiz.Hareketleri de iyice hissedilir oldu, bazen içimde hop hop hop zıplıyor, ne olabilir diye sordum doktora, hıçkırıyor olabileceğini söyledi. Hamileliğimle ilgili her şey o kadar ilginç geliyor ki. Her detayı, her hareketini bilmek istiyorum.
İçimde sürekli bir faaliyet söz konusu, gece gündüz fark etmiyor artık hep kıpır kıpırız . Ama ben bebeğimle çok mutluyum artık onu önceki kadar merak etmiyorum. Artık doğacak diye korkuyorum. Çünkü hamilelik hayatımda yaşadığım en güzel deneyim. Hatta bir daha dünyaya gelirsem kadın doğum uzmanı olmayı düşünüyorum.
7. Ay (Eylül)
NST muhteşem bir şeeeeyy :) kalp atışlarını duymak onları takip etmek muhteşem. Artık hamileliğimle ilgili çok daha fazla konuşmak ve düşünmek istiyorum. Her şeyi kabullendim ağrılarımı, acılarımı, doğumu, doğumdan sonrasını... Artık hiç bir şey düşündürmüyor beni, yaşadığım şeyin büyüsünü hiç bir şeyin bozmasına izin vermiyorum artık. Bebeğimle geçirdiğim her an çok özel ve birlikte çok az vaktimiz kaldı.
8 - 9. Ay (Ekim)
Zaman nasılda su gibi akıp gitti. Doğuma çok az kaldı. Bayrama denk gelebilir ama içim rahat Sezer Bey gerçekten çok iyi bir doktor. Bir daha hamile kalsam yine ona giderim nerede olursam olayım. Bayramda yakınlarda olacakmış acil bir şey olursa hemen ararsın dedi. İnsanın doktoruna güvenebilmesi çok güzel, içim çok rahat.
Korkum, artık çok ağırlaştım ama hemen her gün 2-3 km yürüyorum rahatlamak için, yavaş yürüyorum fakat bebeğime, minik erkeğime zarar vermekten korkuyorum.
11.11.2011
Doğuma gidiyorum. İçim kıpır kıpır, bir yandan da üzülüyorum. Hayatımın en güzel günlerini yaşadım. Başlarda nasıl biter diye düşünürken, şimdi üzülüyorum hem de çok . Biliyorum bundan sonrası da en az bu kadar güzel olacak ama hamilelik çok çok başka . Yine başladım önyargılı olmaya. Neyse yaşayıp zamanla göreceğiz.
26 Martta doğum için son tarih 11 kasım olarak demiştik. Daha fazla beklemeyelim dedik ama benim hiç sancım yok, kasılmam yok :) Nst de de dediğimden farklı bir sonuç çıkmadı. Ama normal doğum istemiştim ve hep öyle planlamıştık.
Sezer bey geldi, isterseniz suni sancı hazırlatayım fakat bu durum bir problemin habercisi olabilir hiç kasılmanız ve sancınız yok ve hiç olmadı. İsterseniz sezeryan yapalım. dedi bizde doktorumuzun tavsiyesine uyup ameliyatta karar kıldık. Her şey o kadar ani oldu ki giyinmeye fırsatım bile olmadı sokak kıyafetlerimle girdim hazırlık odasına :) eşimle vedalaşamadım bile. ( Nedenini sonradan anlıyoruz panik atağımdan ve ameliyat geçmişimden bahsetmiştim heyecanlandırmadan çok güzel bir şekilde atlattım)
VEE SONUNDA DOĞUM ...
Anestezi verildi, her şey hazır MUSTAFA mızı bekliyoruz. Doktorumuz geldi sohbet muhabbet güldük eğlendik. Sanki doğumda değil de kafedeyiz :) o kadar yani.. Karnıma bastırmaya başladılar
1....
2....
3....
Eveett minik erkeğimiz dünyaya geldi dediler ve incecik bir viyaklama :)
Hayatımda duyduğum en güzel ses, doğumdan sonra düşündükçe duyduğum için bol bol şükrettim Rabbime.
Cinsiyetini öğrenmeden bir kaç gün önce rüyamda gördüğüm erkek bebeğe ne kadar benziyordu. Bu aklıma gelince rüyamdan uyandığımda ağladığım gibi içim buruldu ve gözümden bir kaç damla yaş düştü. Çok çok güzeldi MUSTAFA'm.
Dikiş atılırken herkes sessizdi bende öyle. O kadar çok şey düşündüm ki 2 - 3 saat sürdü gibi geldi oysa ki 15 dakika geçmişti.
Sonunda hamilelik bitti. Bambaşka kapılar açtı bize.
Hoş geldin Mustafa Utku BEBEK
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)